Zemahşerî (ö. 467/1075) ve Ebû Hayyân (ö. 745/1344) farklı asırlarda yaşamalarına rağmen kendi dönemlerinde Arap dilindeki kabiliyet ve vukûfiyetleriyle ön plana çıkmışlardır. Zemahşerî'nin tefsiri Keşşâf dirayet tefsiri iken Ebû Hayyân’ın el-Bahru’l-muhît’ı rivayet tefsiridir. Dil ve belağat açısından öne çıkmış bu iki önemli tefsir müellifinin eserlerinde tefsir ilimlerinden İ’câzü’l-Kur’ân hemen göze çarpmaktadır. Zira her iki müellif de Kur’an’ın lügat, nahiv, belagat ve i’câz yönlerinden incelenmesine büyük önem vermiştir. Çalışmamızda bu iki farklı tefsir çeşidinde İ’câzü’l-Kur’ân konusunun nasıl ele alındığı hakkında incelemelere yer verilecektir. Ayrıca bu iki tefsirde, İ’câzü’I-Kur’ân'ın hangi alt konu başlıkları (dil, üslup, ğayb haberleri, tabiat ilimler vb.) altında ele alındığı tespit edilmeye çalışılacaktır. Dil açısından öne çıkmış bu iki eserde başka hangi Kur’ân ilimlerine yer verildiğine dair bilgilere kısaca değinilecektir.
Although Zamahshari (467/1075) and Abu Hayyan (745/1344) lived in different centuries, they came to the forefront with their abilities and insight in Arabic language in their own era. While The Tefseer of Zamakhshari's, Kashshaaf, is dirayah exegesis, Aboo Hayyan's al-Bahr al-muhit is riwaya exegesis. In the works of these two important exegesis commentators who have come to the forefront in terms of language and eloquence, I'câz al-Qur'an, one of the tafseer sciences, attracts the attention. Both commentators gave great importance to the examination of the Qur'an in terms of lugat, nahiv, eloquence and i’caz. In our study, there will be a review of how the subject of İ’câzu’l -Qur'an is discussed in these two different exegesis. Furthermore, in these two exegesis, It is tried to be determined that which subheads of the İ’câzü’l -Qur'an are handled (language, style, gayb news, natural sciences etc.). İn these two works, which stand out in terms of language, it will be briefly touch on what other Qur'anic sciences are included.