Yeni doğan bir çocuğa isim verilirken tesadüfi ya da alelade bir isim seçilmez. Mutlaka ebeveynleri tarafından kendileri için anlamlı bir isim belirlenir. Türk toplumunda genellikle isim verilirken ebeveynler kendi anne veya babasının isimlerini esas almaktadır. Bunun yanı sıra çocuğa, içinde bulunulan sosyal ya da ekonomik durumu belirten isimlerin de verildiğini bilmekteyiz. Örneğin, “Garip” adına fakir bir ailenin çocuğuna verdiği bir isim olarak rastlayabiliriz ya da “Kadir Gecesi” bir erkek çocuk dünyaya gelmişse ona “Kadir” isminin verilmesi çok olasıdır. Diğer taraftan çok çocuklu bir aile artık çocuk istemiyorsa “Yeter”, “Dursun” gibi isimleri kullanmaktadır ya da ilk doğan çocukları ölmüş ebeveynler, tekrar çocuğu olduklarında yaşamasını temenni ettikleri için ona “Yaşar” adını vermişlerdir. Bunun gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Ancak, genel itibariyle Türk toplumunun çocuklarına verdiği en yaygın isimler, Dört Halife (Bekir, Ömer, Ali, Osman) ve Kur’an’da geçen peygamber (İbrahim, İsa, Yusuf, Davut, Süleyman, Adem, Musa, Salih, İsmail vd.) isimleridir. Bir insanın ismi, kişileri diğer insanlardan ayıran başlıca özellik olduğu gibi kişi isimleri, lakap ve unvanlar incelenen bölgenin sosyal, dini ve kültürel yapısı için önemli bilgiler vermektedir. Bu çalışma, 1844-1845 (H. 1260-1261) yılında sayımı yapılan ve Çorum merkez kazasının 42 mahallesini ihtiva eden “Çorum temettüat defterlerine” dayanmaktadır. Araştırma, Çorum merkez sancağındaki 42 mahallede yaşayan 1998 hane reisinin verilerine dayanarak 1844-1845 yılında, Çorum’da kullanılan kişi ve sülale adlarını tespit ederek, bu yıllarda on bin nüfusla orta ölçekli bir Anadolu şehri olan Çorum kentinin sosyal hayatını tasvir etmeyi amaçlamıştır.
When a newborn child is named, it is not chosen by chance or by name. A meaningful name is determine for them by their parents. While names are often given in Turkish society, the parents are based on the names of their parents. Apart from this, we are also aware of the fact that the child is given names that indicate the social or economic situation in which they are found. For example, we may come across Garip as a name given by a poor family to his child. Or if a boy came to the world at Gadr Night it is very likely that given him the name of Kadir. On the other hand, if a family with a lot of children does not want children anymore, Yeter uses names like Dursun. Or the parents whose firstborn children died have given him the name of Yaşar because they wish they could live again when they were children. We can duplicate examples like this. However, the most common names given to the children of the Turkish society in general are the four Caliphs (Bekir, Omer, Ali, Osman) and the Prophet (Ibrahim, Jesus, David, Solomon, Adam, Moses, Salih) are the names. As a person’s name is the main feature that differentiates people from other people, person names, nicknames and titles provide important information for the social, religious and cultural structure of the region studied. This study is based on the “Corum temettüat registers” which was enumerated in 1844-1845 (1260-1261) and contains 42 districts of Corum central accidents. The research was carried out in 1844-1845 based on the data of 1998 households living in 42 districts of Corum Central Sanjak, by determining the names of persons and dynasties used in Corum, aiming to portray the social life of the city of Corum, a medium-sized Anatolian city with a population of ten thousand, during the Tanzimat Period.