Patrick Süskind, Koku adlı romanı ile Dünya çapında üne kavuşmuş Alman Yazınının önemli yazarlarından birisidir. Yazar, Güvercin adlı novelinde, yaşamında İkinci Dünya Savaşı ve Nazi dönemi sonrası koşullarının baskın izlerini taşıyan başkişi Jonathan Noel’in sıra dışı öyküsünü sunar. Öyküde, başka bir kişiye güven duyulamayacağını düşünen, huzurlu yaşamak isteyen bir kişinin insanlardan/çevresinden uzak durması gerektiği inancına kapılan Jonathan Noel’in sıradan yaşamına ansızın bir ‘güvercin’ girer. Yalnızlık, sıradanlık, tekdüze bir yaşamın yansıtıldığı söz konusu anlatıda Süskind, bireyin toplum içerisindeki yabancılaşmasına ayna tutar. Öykü, kahramanın ‘sıradanlık takıntısının’ nedenlerinin araştırılmasından hareketle onun ruh biyografisinin çözümlenmesine de olanak tanır. Bu çalışmada, Jonathan karakterinin sıradanlık takıntısı, anlatıcı bakış açısından hareketle yabancılaşma, anksiyete bozukluğuna bağlı ruhsal durum incelemesi çerçevesinde ele alınacaktır.
Patrick Süskind, who has gained a worldwide reputation with his novel Perfume, is one of the important novelists of German literature. The novelist presents unusual story of protagonist Jonathan Noel whose life has dominant traces of circumstances after Second World War and Nazi era in his novel The Pigeon. In the narration a ‘pigeon’ unexpectedly enters into Jonathan Noel’s monotonous life who believes that one cannot trust another person, and he should keep away from people if he wants to have a peaceful life. In the abovementioned narrative that reflect loneliness, banality and monotonous life, Süskind holds a mirror to the individual’s alienation. The story, starting from an examination of the reasons for the protagonist’s ‘banality obsession’, enables analysis of character’s mind biography. In this study, starting from narrator point of view, Jonathan’s banality obsession is going to be analysed within the frame of state of mind analysis related to anxiety disorder and alienation.