Joseph Beuys, II. Dünya Savaşı dönemi sonrası en etkili aynı zamanda da en tartışmalı sanatçılarından biri olmuştur. Bu araştırma ile performans sanatçısı Joseph Beuys’un performanslarının ezoterik bağlamda incelenmesi amaçlanmaktadır. Beuys küçük yaşlarından itibaren doğanın simge ve mitlerine ilgi duyarak, performanslarını bu doğrultuda gerçekleştirdiği ezoterik olarak incelendiğinde ortaya çıkmaktadır. Bu araştırmada bu öykü ile şamanizmle olan ilişkisi, performansları üzerinden incelenerek performansında kullandığı simgelerin altında yatan anlamları çözümlenmek istenmektedir. Beuys’un yaşadığı bir uçak kazası ile kendisini mitleştirdiği simgesel bir öyküsü bulunmaktadır. Bu kaza ile dönüşüm geçiren Beuys, aksiyonlarında genel bağlamda şamanist dünyaya göndermeler yapmaktadır. Bu bağlamda, ezoterizm ile doğrudan ilişkisel bir bağlantı kurularak Beuys ve performanslarının incelenmesi gerektiği görülmektedir. Beuys’un bu yönüyle incelenmesi literatüre yeni bir boyut getireceği gibi sanatın farklı boyutlardan incelenmesi gerektiğine dair de açık bir görüdür.
Joseph Beuys, II. After World War II, he became one of the most influential and controversial artists. The aim of this study is to examine the performance of Joseph Beuys, an performance artist, in an esoteric context. Beuys is interested in the symbols and myths of nature from an early age and his performances are examined in an esoteric way. In this study, it is aimed to analyze the relationship between this story and shamanism and to analyze the meanings underlying the symbols used in performance. Beuys has a symbolic story in which a plane accident. Beuys, transformed by this accident, makes references to the shamanist world in general in his actions. In this context, it is seen that Beuys and its performances should be examined by establishing a direct relational connection with esotericism. This aspect of Beuys will bring a new dimension to literature as well as a clear view that art should be examined from different dimensions.