Hıristiyanlık doğu menşeli bir din olmasına rağmen batı medeniyetinin inşasında önemli rol oynamıştır. Dinlere genel olarak baktığımızda dinler doğdukları coğrafyaları ve kültürleri şekillendirerek geliştiklerini görmekteyiz. Oysa ki Hıristiyanlık Batı’ya doğru ilerledikçe eski kültürlerden etkilenerek Teslis’e yaklaşmış, Doğu’daki ilerlemesinde ise nispeten aslını korumuştur. Bu gelişmenin temel etkeni Hıristiyanlığın misyonerlik faaliyetlerden kaynaklı mı, kendi peygamberleri ve kutsal metinleri midir? Yoksa karşılamış olduğu kültürlerin ve siyasi atmosferin Hıristiyanlık için daha elverişli bir ortam olmasından dolayı mıdır? Gibi sorular ışığında Hıristiyanlığın inanç sisteminin bu tarihsel süreçte nasıl bir tekâmül geçirdiği makalemizin içeriğini oluşturacaktır. Hıristiyanlığın ilk dönemlerinden II. Vatikan Konsiline kadar Monofizit (mia/fisis=birleşik tabiat) ve Diyofizit (dio/fisis=çift tabiat) Kristoloji tartışmaları devam etmiş ve günümüze kadar da bu tartışmaların yansımaları devam etmektedir. Biz bu makalemizde, Hıristiyanlık tarihi kadar eski olan bu teolojik tartışmaların arka plandaki tartışma nedenleri ve sonuçlarını Konsiller bağlamında izah etmeye çalışacağız.
Though Christianity is an eastern based religion, it played a significant role in the construction of western civilizations. When we look at religions in general, we see that religions developed by shaping the geographies and cultures where they were born. However, as Christianity progressed towards the West, it was influenced by ancient cultures and approached Teslis, while preserving its origins in the East relatively. Does the main tenet of this development arise from the missionary activities of Christianity, its prophets and scriptures? Or is it because the cultures and political atmosphere it meets are more favorable in the environment of Christianity? In the light of such questions, how the belief system of Christianity evolved in this historical process will constitute the content of our article. From the first periods of Christianity to the 2nd Vatican Council period, Monofizite (mia / fisis = unified nature) and Diophysite (dio / fisis = dual nature) discussions on Crystallogy have continued and the reflections of these discussions even continue today. In this article, we will try to explain the background causes and effects of these theological debates, which are as old as the history of Christianity, within the context of the Councils.