Osmanlı İmparatorluğunda bilindiği üzere XIX. yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren ülke genelinde nüfus sayımları yapılmaya başlanmıştır. Bu yüzyıldaki nüfus sayımlarının temel amacı yeni kurulan Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye ordusu için asker teminidir. Bununla beraber klasik dönem olarak bilinen yüzyıllardaki tahrir, avarız vb. uygulamaların dışında XVIII. yüzyılda asker temini amacıyla yapılan ve nefir-i amm adıyla yapılan uygulamalar için çeşitli nüfus sayım ve yazımları olduğu görülmektedir. Ayrıca asker temini dışında ve aynı yüzyılda bilhassa Rumeli’deki eşkıyalık faaliyetlerinin önüne geçmek adına da yapılmış olan nüfus sayımları da mevcuttur.
Bu çalışmada özellikle Rumeli’de asker yazmak ve eşkıyalık yapanların takibi için yapılan sayımlar mevzubahis edilmiştir. Ayrıca bunların dışında 1826 tarihinde Rumeli’deki Evlâd-ı Fâtihân neferatına dönük olarak yapılan tahrirler incelenmiştir ki bunların 1826 İstanbul sayımıyla birlikte Osmanlı Devleti’nde yapılan ilk nüfus sayım örneği olduğu da iddia edilebilir. Buradan hareketle çalışmada zikredilen ve farklı tarihlere ait olan tahrirlerin 1830-1831’de başlayan genel nüfus sayımlarının bir tür pratiği ve öncülleri olduğu söylenebilir.
As it is known in the Ottoman Empire, censuses were carried out throughout the country from the second quarter of the XIX century. The main purpose of this century's census is the supply of troops for the newly formed Army of Asâkir-i Mansûre-i Mohammadiye. However, apart from the practices known as classical period, such as tahrir, avarız, etc., it is observed that there are various censuses and spellings for applications under the name of nefir-i amm in the XVIII century. There are also censuses in addition to the supply of troops and in the same century, especially in order to prevent thugs' activities in Rumeli.
In this study, the censuses made especially for writing soldiers and following the bandits in Rumelia were discussed. In addition to these, the censuses made for the Evlâd-ı Fâtihân in Rumelia in 1826 were analyzed, and it can be claimed that these were the first census examples in the Ottoman Empire with the 1826 Istanbul census. From there, it can be said that the tahrir mentioned in the study and belonging to different dates were some kind of practice and predecessors of the general censuses that began in 1830-1831