Resim sanatı tarihinde hayvanlar ilk olarak karşımıza mağara duvarla-rına yapılan çizimlerde çıkmaktadır. Bu çizimlere ilişkin çeşitli görüşler ortaya atılmıştır. Bu görüşlerden biri; hayvan çizimlerinin insanların doğaya üstünlük kurmalarına ve avlanmayı kolaylaştırmasına olanak sağladığı yönünde iken; diğer görüşe göre bu hayvan çizimleri, insan deneyimine eşlik eden ve uzlaştırıcı role sahip olan şamanik ritüelin bir parçasıdır. Joseph Beuys’un sanatında hayvanlarla kurduğu ilişki, mağara çizimlerine yönelik ikinci görüş ile paralellik göstermektedir. Betimsel tarama modelli bu araştırmada, literatür taraması ve incelenen eserler doğrultusunda, hayvanların sanatta nasıl ifade edildiği, Beuys’un çizimlerinde, performanslarında ve heykellerinde en fazla hangi hayvanları kullandığı ve neden bu hayvanları seçtiği sorularına cevap aranmıştır. İncelenen eserler ve yanıt aranan sorular, insan-hayvan ilişkisini ve ayrımını, hayvan varlığını ve sanattaki yansımalarını ve Joseph Beuys’un hayvanları ele alan çalışmalarının daha derinlikli analiz edilmesini sağlamıştır. Beuys’un en fazla yinelediği hayvanların; arı, geyik, keçi, koyun, tavşan ve at olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Hayvanlar, Beuys’un kişisel anılarının en önemli parçalarından biridir ve onları, insan bilincini derinleştirme ve genişletme süreci için işbirlikçi olarak görür. Ruhun eşlikçisi olarak gördüğü hayvanlar sadece fiziksel varlık-larından ya da dışsal özelliklerinden dolayı değil; efsane, mitoloji, halk masalları, tarih, edebiyat, simya, Hıristiyan geleneği, antroposofi, kişisel anılar, çağrışım ve dilsel benzerlikler gibi unsurları ele almasında ve düşüncenin olağanüstü genişliğini ortaya koymasında yardımcı oldukları için seçilmiştir. Çizimlerinde bazen birkaç hayvanı bir arada, bazen insanla birlikte bazen ise tek başına ele almıştır. İncelenen çizimlerin büyük çoğunluğunda hayvanları dışsal özellikleri ile tanımak oldukça güçtür. Benzerliğin geri plana itildiği bu eserler, düşünce ve hayvan formunun buluştuğu, görünenin ötesini keşfetme ritüelleridir. Heykellerinin çoğunda türe benzerlik çizime oranla daha fazladır ve bazı heykel ve enstalasyonlarında nesne ve hayvan, hayvan ve insan (özellikle kadın figürü) arasında çağrışım ve dilsel benzerlikler kurmuştur. Hayvanlarla olan performansları incelendiğinde bazen ölü (tavşan gibi), bazen canlı (at, kır kurdu gibi), bazen de hayvanla ilişkili bir malzeme (bal, balmumu, keçe, yağ) kullandığı ve bazı perfor-manslarında hayvan seslerine de yer verdiği görülmüştür. Bu performanslarda hayvan sesi, bazen sanatçının taklit ettiği yapay türde bazen ise onların performans sırasında çıkardıkları doğal sesler şeklinde yer alır.
In the art history, animals first appear in the drawings made on cave walls. Various opinions have been put forward regarding these drawings. One of these views; while animal drawings allow people to do-minate nature and facilitate hunting; According to the other view, these animal drawings are part of the shamanic ritual that accompanies the human experience and plays a reconciliatory role. The relationship that Joseph Beuys establishes with animals in his art parallels the second view of cave drawings. In this research with a descriptive scanning model, in line with the literature review and the artworks examined; answers were sought to the questions of how animals are expressed in art, which animals Beuys used most in his drawings, performances and sculptures, and why he chose these animals. The artworks examined and the questions to be answered have provided a more in-depth analysis of the human-animal relationship and distinction, animal existence and its reflections in art, and Joseph Beuys's artworks on animals. The animals that Beuys repeated the most; It was concluded that there are bees, deer, goats, sheep, rabbits and horses. Animals are one of the most important parts of Beuys' personal memories and he sees them as collaborators in the process of deepening and expanding human consciousness. The animals he sees as companions of the soul are not only due to their physical existence or external characteristics; It has been chosen because it helps to address elements such as myth, mythology, folk tales, history, literature, alchemy, Christian tradition, anthroposophy, personal memories, associations and linguistic similarities, and to reveal the extraordinary breadth of thought. In his drawings, he sometimes depicts several animals together, sometimes with humans, and sometimes alone. In most of the analyzed drawings, it is very difficult to identify animals with their external features. These works, in which the similarity is pushed into the background, are rituals of discovering beyond the visible, where thought and animal form meet. In most of his sculptures, genre similarity is more than drawing, and in some of his sculptures and installations he has established associations and linguistic similarities between object and animal, animal and human (especially the female figure). When his performances with animals were examined, it was seen that he sometimes used dead (like a rabbit), sometimes alive (like a horse, coyote), sometimes a material related to animals (honey, wax, felt, oil) and included animal sounds in some of his performances. In these performances, the animal sounds are sometimes in the form of artificial sounds imitated by the artist and sometimes in the form of natural sounds they make during the performance.