Charles Malgrave Taylor’a göre kimlik kavramı modern dönemden önce düşünülmedi. Bugün bir akademik kavram haline gelen ve kuramsallaştırılmış olan kimlik kavramı tarihsel koşulların getirilerine göre yeniden biçimlenmiştir. Her ne kadar kimlik kavramı ilk ortaya çıkışında bileşik, içsel bir olay olarak dünya etimolojisine kök salsa da günümüze ulaşana dek değiştiği görülmektedir. Bu bağlamda Britanya kökenli bir yazar olarak Jean Rhys feminist, modernist ve postkolonyal yazındaki tartışmaların merkezinde oldu. Onun Dörtlü’sünde (Quartet) Marya Zelli Polonyalı kocasıyla Londra’dan Paris’e taşınır. Ne yazık ki, kocası hırsızlıktan hapse girince kendisini yabancı erkeklerin merhametinde bulur. Bu çalışmada Marya yabancı bir şehirde yalnız, kimsesiz ve meteliksiz olma sefaletinin merkezinde bir kadın karakter olarak ataerkil, aitlik ve kimlik kavramları bağlamında feminist bir çerçevede incelenmiştir. Ayrıca, Taylor’ın ‘tanınma’ ya da ‘yanlış tanınma’ kavramı ışığında kadın kimliğinin erkek egemenliği altında bulunan kaygan zemindeki yeri çalışmada tartışılmıştır.
According to Charles Malgrave Taylor, the concept of identity was not considered before the modern period. Today, the concept of identity, which has become an academic concept and theorized, has been reshaped according to historical conditions. However the concept of identity is rooted in the etymology of the world as a compound, internal event in its first appearance, it is seen that it has changed until the present day. In this context, Jean Rhys as a British writer has been central to debates in feminist, modernist and postcolonial writing. In her Quartet, Marya Zelli moves from London to Paris with her Polish husband. Unfourtunately, she has to find herself at the mercy of strangers when her husband is imprisoned for the theft. In this study, Marya as a female character in the center of the misery of being alone, obscure and impecunious in a foreing city has been analysed in terms of concepts of patriarchy, belonging and identity within a feminist frame. Additionally, in the light of Taylor's concept of ‘recognition’ or ‘misrecognition’, the place of female identity on a slippery ground under male domination is discussed in the study.