Tele-yaşamların ve tele-hakikatin sürdürüldüğü iki bağlam olan realite televizyonculuk ve dizi televizyonculuğu; ‘oyun oynamanın’ kapitalist birikim rejimi içinde temsil ettiği gerçekliğin imajlarında eş-görünümlü hale gelen bir konsept üzerinden karşılaştırlabilir mi? Gerçeklik, semiyozların aşırı ve çoklu tasarımlarında söylenen bir anlatısal hizada, bir başka hizanın anlatmak istedikleriyle kesişebilir. ‘Bütünüyle’ gerçek olma iddiasıyla bir dizi oyun oynamaya dayanan ölüm-kalımlı / hayatta kalmalı mücadele deneyimleri içeren Survivor (Sağ Kalan) ile bütünüyle gerçek olduğunu iddia etmeyen ancak aynı konseptte söylemler üreten Squid Game (Kalamar Oyunu), ‘oyun oynamanın’ doğası üzerine semiyotik dil/söylem çözümlemeleri yapmak ve gücün aparatlarını kavramak için ortak veri setleri barındırırlar. Bu çalışmanın temel gayesi indirgenmiş bir gerçeklik temsilini yeniden düşünmek değildir. Oyunların ‘Yandın! Çık!’ mantığı ile tele-ölümlerin sembolik temsili ve toplumsallığın, rollerin, sınıfsal konumların ya da şiddetin dile aktarıldığı çok kipli söylem/gösterge kodlarını yakınsayarak bir kapitalist oyun eleştirisi yapmaktır. Nitekim oyun kültürü, erken çocukluk döneminden yetişkinliğe kadar çeşitlenen her türünde, sorunlu sembolik rollerin ve ilişkilerin üretildiği bir bağlam olması bakımından önemlidir. Bu çalışmada, sinematografik bir anlatı okuması yapmak niyetiyle Survivor ve Squid Game arasındaki benzeşen ve farklılaşan kurgusal/dramatik gösterge kodları, Esslin’in dramanın semiyozlarını anlamaya yönelik modellemesi çerçevesinde çözümlenecektir. Yöndeşen türler ve kapitalizmin etkileşimli/katılımlı anlatımını teorik bir girişimle eleştiren bu çalışma, hakikat-sonrası çağda yeni suretleri görülen realite şov ideolojisine dair farklı bir bakış açısı önermektedir.
Reality television and serial television, which are the two contexts in which tele-lives and tele-truth are sustained; can it be compared through a concept that becomes co-embodied in images of reality that 'playing' represents within the regime of capitalist accumulation? Reality can intersect with what another alignment is trying to convey in a narrative alignment that is said in the extreme and multiple representations of semiotics. Squid Game, which does not claim to be completely real but produces discourses with the same concept, with Survivor, which includes a series of life-and-death combat experiences based on playing a series of games with the claim of being 'totally' real, aims to make semiotic language/discourse analyzes on the nature of 'playing' and they contain common datasets to grasp the apparatus of power. The main purpose of this work is not to rethink a reduced representation of reality. It is to criticize the capitalist game by converging the ‘Eliminated! Get Out!’ logic of games with the symbolic representation of tele-deaths and the multimodal discourse/sign codes in which sociality, roles, class positions or violence are conveyed into language. As a matter of fact, game culture is important in terms of being a context in which problematic symbolic roles and relationships are produced in all its types, ranging from early childhood to adulthood. In this study, with the intention of making a cinematographic narrative reading, the similar and differentiating fictional/dramatic indicator codes between Survivor and Squid Game will be analyzed within the framework of Esslin's modeling to understand the semiotics of drama. Criticizing the interactive/participatory narrative of convergent genres and capitalism with a theoretical attempt, this study proposes a different perspective on the reality show ideology, whose new forms are seen in the post-truth era.