Çalışma, küreselleşme kavramı çevresinde yapılan tartışmaları 25 yıllık bir süreçte ele almakta ve “küreselleşmecilerin” küçük bulgulardan büyük çıkarımlar yapmaları nedeniyle ana önermelerinin verilerle desteklenmediği ve dolayısıyla reddedildiğini ortaya koymaktadır. Ayrıca, küreselleşmecilerin olguya oldukça ideolojik dürtülerle yaklaşmaları ve iddialarını bilimsel verilerle desteklememeleri nedeniyle konu hakkındaki tartışmalarının doğal olarak spekülatif olduğu gözlenmiştir. Bu çalışmada tartışılan ve küreselleşmeciler tarafından öne sürülen üç ana önerme şunlardır: i)Sosyal demokrasi önderliğindeki tek kutuplu bir dünya düzeni insanlık için tek seçenek olarak ortaya çıkmaktadır; ii) Ekonomik küreselleşme geri dönülemez bir gidişattır; iii) Küreselleşme çağında ulus-devletin varlığını sürdürmesi ihtimali oldukça düşüktür. Tartışmamız, 25 yıllık dönemdeki gelişmeler ışığında bu önermelerin hepsinin reddedildiğini ortaya koymaktadır. Ek olarak, küreselleşmeye atfedilen birçok gelişmenin gerçekte sermayenin tekelleşmesinin yapay ürünleri olduğu sonucuna varılmıştır. Son olarak, ilgili yazında küreselleşmenin giderek daha az çekici ve daha az görünür olduğu; buna karşılık “yarı küreselleşme” ve “tersine küreselleşme” gibi terimlerin ise daha çok göze çarptıkları saptanmıştır.
This study handles the discussions made around the term of globalisation in a period of 25 years and displays that due to the grand generalizations that inferred from relatively little findings, the main propositions introduced by the globalists are not suggested by the data and therefore refuted. Additionally, it is observed that because of globalists’ approach to globalization is rather ideologically motivated and not supported by scientific findings their discussions about the subject matter are speculative in nature. The main propositions claimed by the globalists that discussed in this study are: i) A single-polar world order led by social democracy is emerging as the sole option for humanity; ii) Economic globalization is an irreversible trend; and iii) In the era of globalization nation-state is highly unlikely to survive. Our discussion displays that under the light of the developments around the world within 25 years of period all these propositions are refuted. It is also understood that most of the developments attributed to globalizations are in fact artificial products of monopolization of the capital. Lastly, it is identified that globalization as a term becoming less attractive and less existent in the related literature whereas terms such as “semi-globalization”, and “de-globalisations” are more evident.