Eski-Türk devletleri, tarihsel süreç içerisinde önemli bir devlet ve siyasal kurum geleneğine sahip olarak, kültür ve medeniyetlerinin temeline adaleti yerleştirmeyi başarmışlardır. Nitekim Türkler, İslam dinini benimsedikten sonra da eski töre ve hukuk geleneklerine bağlı olarak bir sentez kurmuşlardır. Bu sentezin işlerlik kazandığı en temel konulardan biri de yakınma (şikâyet) kurumları üzerinden izlenebilmektedir. Bu çalışmada, eski Türk-İslam devletlerinde uygulanan belli başlı yakınma kurumları hakkında bilgi verilerek, bu şekilde eski Türk-İslam devletlerindeki yakınma kültürü vurgulanmak istenmektedir. Bu bağlamda sözü edilen ilişki çerçevesinde Türklerin adalet, insan hakları ve halkla ilişkiler konusuna verdikleri önem de ortaya çıkmış olmaktadır.
The Old-Turkish States have succeeded in placing justice on the basis of their culture and civilization, having a tradition of an important state and political institution in the historical process. As a matter of fact, the Turks, after adopting the Islamic religion, have established a synthesis based on the traditions of the old custom and the law. One of the most fundamental issues in which this synthesis works is traceability through grievance institutions. In this study, it is aimed to emphasize the culture of grievance in the former Turkish-Islamic states by giving information about the main grievance institutions applied in the former Turkish-Islamic states. In this context, the importance given by the Turks to the issues of justice, human rights and public relations has also emerged in the context of the mentioned relationship.