Aslında bir Moğol ulusu olan Tatarların adına Orhon yazıtlarında rastlanmıştır. Moğol hâkimiyetinden sonra Türkçe konuşan bir kısım topluluklara, hatta bazen Orta Asya’daki Türkçe konuşan bütün kavimlere “Tatar” denmiştir. Tatar ile Moğolların özdeşleştirilmesi sonucunda “Tatar” ifadesi, akıllara ilk olarak olumsuz özellikler gelmesine neden olmuştur. Bundan dolayı, Klasik Türk şiirinde “Tatar”a kavram olarak: yakıp yıkan, akıncı, yağmalayan gibi savaşçı vasıflar yüklenmiş ve ok, navek, taraç gibi savaş aletleriyle bu vasıflar güçlendirilmiştir. Diğer taraftan “Tatar” ifadesiyle ile Doğu Türkistan kast edilmiş: nafe- i Tatar, misk-i Tatar, ahû-yu Tatar gibi olumlu ifadelerler kullanılmıştır. Bu çalışmada Klasik Türk edebiyatı alanındaki divanlarda geçen Tatâr ifadesinin, şairler tarafından kullanımı değerlendirilecek ve “Tatar” – gâmze ilişkisi üzerinde durulmuştur.
It is actually found in the Orhon inscriptions on behalf of the Tatars, a Mongolian nation. After Mongol domination, some Turkish-speaking communities, and sometimes even Turkish-speaking tribes in Central Asia, are called "Tatars". As a result of the identification of the Tatars and the Mongols, the expression "Tatar" caused the mind to first come to have negative characteristics. Therefore, in Classical Turkish poetry, as a concept to "Tatar": warrior skills such as burning, raiding, looting have been loaded and these qualities have been strengthened with war instruments like arrow, navek, tarace. On the other side, the expression "Tatar" meant East Turkestan: Positive statements such as Tatar, Musk-i Tatar and Ahu-yu Tatar were used. In this study, Tatar expression used in the divans of classical Turkish literature will be evaluated by the poets and "Tatar" is focused on the relation of charm.literature by poets. Their purpose will be assessed and "Tatar" - the relationship with the guru will be emphasized.