Türkiye’de 1950’li yıllar sonrasında artan sanayileşmenin etkisiyle köyden kente göç başlamış ve kentlerdeki insan yoğunluğu önemli derecede artmıştır. Bu artış kentlerde konut ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. Kısa sürede, az maliyetli ve imar izni olmayan gecekondular yapılmıştır. Ortaya çıkan bu gecekondular kentsel dokunun (tarihi, doğal, kültürel) ve kent kimliğinin bozulmasına yol açmıştır. Kentlerin kimliklerini kaybetmesi ekonomik, sosyal ve psikolojik sorunlara sebep olmuş, bu durum Türkiye’de kentsel dönüşüm kavramını ortaya çıkarmıştır. 19. Yüzyılda ortaya çıkan sanayi devriminin ardından kentlerde ikincil olarak 1980’li yıllarda artan ve günümüze kadar devam eden konut ihtiyacı imar izni olmayan yapılaşma ile sağlanmıştır. Oluşan bu sağlıksız yerleşim alanları çarpık kentleşmeyi beraberinde getirdiği için yasal düzenlemeler gerekmiş ve bu alanların kentlere tekrar kazandırılması amacıyla kentsel dönüşüm zorunlu hale gelmiştir. Kentsel dönüşüm, kentsel yenileme, kentsel iyileşme kavramlarıyla başlatılan kentin iyileşme sürecinde kentlerin yeniden yapılandırılması, toplu yaşam alanları kurulması, kentin en verimli şekilde kullanılması amaçlanmaktadır. Kentleşme sürecinde yer alması gereken en önemli konulardan olan ekolojik ve sürdürülebilirlik yaklaşımları kentlerde ortaya çıkan trafik, alt yapı, kentsel yeşil alan gibi pek çok sorunun çözümünde kullanılabilmektedir. Bu çalışma sözü edilen sorunları, kentsel dönüşüm sonrasında da yaşamaya devam eden Fikirtepe bölgesinin kentsel dönüşüm faaliyetlerini ekolojik ve sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda ele alarak inceleyen bir çalışmadır. Çalışma kapsamında kentsel dönüşüm uygulanan örnekler incelenmiş ve ekolojik yaklaşım ilkeleri belirlenmiştir. Fikirtepe bölgesinin ekolojik ve sürdürülebilirlik kavramlarına uygunluğu belirlenen ilkeler doğrultusunda değerlendirilerek tablo üzerinden tartışılmıştır.
With the influence of increasing industrialization in Turkey after the 1950s, migration from villages to cities began and the density of people in cities increased significantly. This increase has brought about the need for housing in cities. Shanty houses were built in a short time, at low cost and without planning permission. These emerging slums have led to the deterioration of the urban fabric (historical, natural, cultural) and urban identity. The loss of cities' identities caused economic, social and psychological problems, and this situation revealed the concept of urban transformation in Turkey. Following the industrial revolution that emerged in the 19th century, the housing need in cities, which increased secondarily in the 1980s and continues until today, was met by construction without planning permission. Since these unhealthy residential areas brought about unplanned urbanization, legal regulations were required and urban transformation became mandatory in order to reintegrate these areas into cities. In the city's recovery process, which was initiated with the concepts of urban transformation, urban renewal and urban recovery, it is aimed to restructure the cities, establish public living spaces and use the city in the most efficient way. Ecological and sustainability approaches, which are among the most important issues that should be included in the urbanization process, can be used to solve many problems that arise in cities, such as traffic, infrastructure and urban green areas. This study is a study that examines the urban transformation activities of the Fikirtepe region, which continues to experience the mentioned problems after urban transformation, in line with ecological and sustainability principles. Within the scope of the study, examples of urban transformation were examined and ecological approach principles were determined. The compliance of Fikirtepe region with ecological and sustainability concepts was evaluated in line with the determined principles and discussed in the table.