Michel Foucault’nun Kendini Biçimlendirme Tekniği Olarak Doğruyu Söyleme

Author :  

Year-Number: 2024-41
Yayımlanma Tarihi: 2024-12-06 15:52:34.0
Language : Türkçe
Konu : Sosyoloji
Number of pages: 31-54
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Michel Foucault, tarihsel analizlerinde etiği, bireyin kendiyle kurduğu ilişki olarak görmektedir. Ona göre bireyin diğerlerine yönelik eylemi de bu içe dönük, samimi ve dürüst ilişki tarafından belirlenmektedir. Foucault’nun önemli kavramlarından biri olan "doğruyu söyleme" veya Antik Yunandaki kullanımıyla "parrhesia", kişinin kendini biçimlendirme sürecinde merkezi bir rol oynar. O analizlerinde, parrhesia'nın güç ilişkileri içinde nasıl işlediğini ve bireyin kendini ifade ederek ve hakikati arayarak nasıl özgürleşebileceğini tartışmaktadır. Foucault, parrhesia’yı Antik Yunan'dan modern dünyaya kadar uzanan bir cesur konuşma pratiğini olarak tarihsel ve sosyo-politik bağlamda ele almaktadır. O böylece bireyin kendini nasıl özgürleştirebileceğini ve bu özgürlüğün etik tutum ile olan ilişkisini tartışmıştır. Bu makale, parrhesia'yı Foucault’nun çalışmaları merkezinde ve onun perspektifinden ele alarak, doğruyu söylemenin bir kendini biçimlendirme tekniği olarak nasıl işlediğini ve modern dünyada doğruyu söyleme biçimlerinin neler olabileceğini tartışmaktadır. Makalede bir doküman analizi yapılarak doğruyu söyleme eyleminin gelişim ve değişimi ele alınmakta ve günümüzde bu tutum biçiminin örneklerinin neler olabileceği tartışılmaktadır. Çalışmanın sonunda doğruyu söyleme eyleminin, günümüzde sanat ve edebiyata ilişkin yeni yöntemlerinin olabileceği değerlendirilmiştir. Ayrıca “parrhesia” tavrının bireyin kimliği, özgürlüğü ve etik tutumu üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu ve tarihsel süreçte değişim geçirdiği değerlendirilmiştir.

Keywords

Abstract

Michel Foucault, in his historical analyses, sees ethics as the relationship that the individual establishes with himself. According to him, the individual's actions towards others are determined by this introverted, sincere and honest relationship. One of Foucault's important concepts, ‘telling the truth’, or ‘parrhesia’ as it was used in Ancient Greece, plays a central role in the process of self-formation. In his analyses, he discusses how parrhesia operates within power relations and how the individual can be liberated through self-expression and the search for truth. Foucault considers parrhesiain a historical and socio-political context as a practice of courageous speech from Ancient Greece to the modern world. He thus discusses how the individual can liberate himself and how this liberation relates to ethical behaviour. This article discusses parrhesia in the centre of Foucault's work and from his perspective, discussing how truth-telling functions as a technique of self-fashioning and what forms of truth-telling can be in the modern world. The article discusses the development and change of the act of truth-telling through a document analysis and discusses what examples of this form of behaviour can be found today. At the end of the study, it is evaluated that the act of telling the truth may have new methods related to art and literature today. It is also evaluated that the attitude of ‘parrhesia’ has an important impact on the identity, freedom and ethical attitude of the individual and that it has changed in the historical process.

Keywords


                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics