Müntesipleri için ilahi bir dine inanma, iki önemli hususiyet barındırmaktadır. Bunlar Allah’a ve ahirete iman yani gayba iman olup, bunlar aynı zamanda kişiyi birtakım sorumluluklara da muhatap kılan hususiyetlerdir. Bu iki hususun, ilk etapta dinin ahiret hayatındaki yaptırımına yönelik olduğu düşünülebilse de aslında mükellefiyetin/sorumluluğun sergileneceği alan olması hasebiyle dünya yaşamı ile doğrudan ilgilidir. Çünkü insan, bu dünyadaki tercihleriyle, yaptıklarından ahirette sorumlu tutulacaktır. Dünyadaki durumuna göre yargılanacak ve ebedi yurdunu belirleyecektir. Bu sebeple, dünyadaki görevleri -emirlere uyup yasaklardan sakınmayı- sorumlulukları bilmek ve o yönde tercihlerde bulunmak gerekmektedir. Kulluk bilinci ve sorumlulukların çerçevesi anlaşılıp sınırları doğru bir şekilde çizildiğinde hem dünya hem ahiret hayatı anlam kazanacak, yaratılış amacı da gerçekleştirilmiş olacaktır. Aynı zamanda insanlık tarihi boyunca tüm dinsel ve düşünsel sistemlerin tartışma konusu olan insanın ne için ve neden var edildiği sorusu da yanıt bulacaktır. İslam dinine inananlar için, hiçbir şey boşuna var edilmemiş, hak ve hikmet üzere yaratılmıştır. (Âl-i İmrân, 3/191; Hicr, 15/85) Varlıklar içerisinde akıl, irade sahibi olan ve tüm kâinatın kendi hizmetine verildiği insanın boşuna yaratılmış olması muhal görünmektedir. İnsan ruh ve bedenden yaratılmış mürekkeb bir varlıktır. Fiilen ortaya koyduğu ameller dışında kalbî yönelimleri de vardır. İnsanın fiilî hareketlerinin ortaya çıkışı esnasında arka planda niyet, kasıt ve yönelimleri de rol oynamaktadır. Öyleyse fiilî hareketlerinden mes’ul tutulan insanın, bunun müsebbibi olan kalbî yönelimlerinden de sorumlu tutulacağı bir soru işareti oluşturmaktadır. Dünyada yapılanların ahirette nasıl karşılık bulacağı konusunun, sadece amelî hareketlerle değil, kalbî yönelimlerle de ilgili olduğu bilinmektedir. İşte bu çalışmada insanın kalben kastettiklerinden sorumlu olduğu hususu Kalem Suresi’nde geçen Bahçe Sahipleri Kıssası bağlamında Kurtubî’nin yaptığı yorum çerçevesinde ve birtakım tefsirlerden yararlanılarak işlenecektir.
Belief in a divine religion has two important aspects for its followers. These are belief in Allah and belief in the Hereafter, that is, belief in the unseen (ghayb), and these are also the aspects that make the person responsible for certain responsibilities. Although these two aspects may at first be thought to be related to the sanction of religion in the hereafter, they are actually directly related to the life in this world as it is the area where the obligation/responsibility will be exhibited. Because human beings will be held responsible for their choices and actions in this world in the Hereafter. He will be judged according to his situation in this world and will determine his eternal life and home. For this reason, it is necessary to know one's responsibilities in this world - obeying the commands and avoiding the prohibitions - and to make choices accordingly. When the framework of the consciousness of servitude and responsibilities is understood and the boundaries are correctly drawn, both the life in this world and the hereafter will gain meaning and the purpose of creation will be realized. At the same time, the question of what man was created for and why, which has been the subject of debate in all religious and philosophical systems throughout human history, will be answered. For those who believe in Islam, nothing was created in vain, but in accordance with truth and wisdom. (Al-Imran, 3/191; Hijr, 15/85) It seems impossible that human beings, who have intellect and will among beings and to whom the whole universe has been put at their service, could have been created in vain. Humans are composite beings, created from both spirit and body, and their actions are influenced not only by physical deeds but also by inner intentions, motivations, and orientations. Thus, while humans are accountable for their actions, the internal, heartfelt inclinations that drive these actions also raise the question of whether they too should be considered accountable. It is well understood that the consequences of one’s deeds in the Hereafter are not solely determined by outward actions but also by the inner intentions behind them. This study explores the idea that humans are held accountable for their internal intentions (niyyah) in the light of the "Owners of the Garden" narrative in Surah Al-Qalam, drawing on the interpretations of al-Jami' li Ahkam al-Quran by al-Qurtubi and some other classical exegeses.