Hamlet’in Kadın Karakterlerinin Radikal Feminizm Kuramıyla İncelenmesi

Author :  

Year-Number: 2025-42
Yayımlanma Tarihi: 2025-03-16 20:36:33.0
Language : Türkçe
Konu : Sosyoloji
Number of pages: 519-533
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Toplumdaki bireyler kromozomlar tarafından belirlenen cinsiyetle dünyaya kadın ya da erkek olarak gelir. Biyolojik olarak cinsiyetin belirlenmesi zamanla insanların yaşamını belirleyen bir kategoriye dönüşür. Bu sınıflandırma biçimi davranış ve düşünce üzerinde belirleyici olarak insanlar arasında ayrımcılığı beraberinde getirir. Bireyler arasında meydana gelen ayrımcılık eşitsiz bir toplum yapısını oluşturur. Cinsiyet temelli kadın ve erkeğe yüklenen yargılar bir taraftan toplumsal cinsiyet beklentilerini oluştururken diğer taraftan da bireylerin algılarını etkilemektedir. Bireyler tarafından bir grubun kültürü ya da davranışı kalıbı olarak kadın – erkek kimliklerine yüklenen anlamlar toplumsal cinsiyet algısını belirler. Sosyalizasyon sürecinde, içinde yaşanılan toplumun norm ve değerlerini içselleştirilmesiyle ortaya çıkan toplumsal cinsiyet algısı, cinsiyet eşitsizliğinin temelini oluşturur. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadın ve erkeğin kamu ve özel alanda eşit haklara sahip olmaması ve bu alanlara eşit derecede katılamamasıdır. Cinsiyet eşitsizliğinin meydana getirdiği ayrımcılık bireysel yetenekleri göz ardı edilerek erkeği kadından üstün duruma getirmektedir. Feminist kuramcılar, cinsiyet ilişkilerine yalnızca biyolojik olarak bakmanın yeterli olmayacağını toplumsal açıdan da ele alınması gerektiğini savunmuşlardır. Radikal feminist kuramına göre ataerkil (patriarchal) yapılanma kadınların ikincil statüde olmasının nedenidir ve kadınlar özgürlüklerine kavuşmak için bu sistemi yıkmak zorundadır. Kadının ikinci statüde yer alması toplumun yansıması olan tiyatroda da yerini almıştır. Shakespeare, Hamlet tragedyasındaki Gertrude ve Ophelia karakterleriyle radikal feminist kuramın incelenmesine katkıda bulunmuştur.

Toplumdaki bireyler kromozomlar tarafından belirlenen cinsiyetle dünyaya kadın ya da erkek olarak gelir. Biyolojik olarak cinsiyetin belirlenmesi zamanla insanların yaşamını belirleyen bir kategoriye dönüşür. Bu sınıflandırma biçimi davranış ve düşünce üzerinde belirleyici olarak insanlar arasında ayrımcılığı beraberinde getirir. Bireyler arasında meydana gelen ayrımcılık eşitsiz bir toplum yapısını oluşturur. Cinsiyet temelli kadın ve erkeğe yüklenen yargılar bir taraftan toplumsal cinsiyet beklentilerini oluştururken diğer taraftan da bireylerin algılarını etkilemektedir. Bireyler tarafından bir grubun kültürü ya da davranışı kalıbı olarak kadın – erkek kimliklerine yüklenen anlamlar toplumsal cinsiyet algısını belirler. Sosyalizasyon sürecinde, içinde yaşanılan toplumun norm ve değerlerini içselleştirilmesiyle ortaya çıkan toplumsal cinsiyet algısı, cinsiyet eşitsizliğinin temelini oluşturur. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadın ve erkeğin kamu ve özel alanda eşit haklara sahip olmaması ve bu alanlara eşit derecede katılamamasıdır. Cinsiyet eşitsizliğinin meydana getirdiği ayrımcılık bireysel yetenekleri göz ardı edilerek erkeği kadından üstün duruma getirmektedir. Feminist kuramcılar, cinsiyet ilişkilerine yalnızca biyolojik olarak bakmanın yeterli olmayacağını toplumsal açıdan da ele alınması gerektiğini savunmuşlardır. Radikal feminist kuramına göre ataerkil (patriarchal) yapılanma kadınların ikincil statüde olmasının nedenidir ve kadınlar özgürlüklerine kavuşmak için bu sistemi yıkmak zorundadır. Kadının ikinci statüde yer alması toplumun yansıması olan tiyatroda da yerini almıştır. Shakespeare, Hamlet tragedyasındaki Gertrude ve Ophelia karakterleriyle radikal feminist kuramın incelenmesine katkıda bulunmuştur.

Keywords

Abstract

Individuals in society are born as male or female, with the gender determined by chromosomes. Biologically, gender determination becomes a category that determines people’s lives over time. This form of classification brings about discrimination among people as a determinant of behavior and thought. Discrimination between individuals creates an unequal social structure. While judgments based on gender are imposed on women and men, they also create gender expectations and affect individuals’ perceptions. The meanings attributed to women - men identities by individuals as a group’s culture or behavioral  pattern determine gender perception.  The perception of gender, which emerges through the internalization of the norms and values of the society in which one lives during the socialization process, froms the basis of gender inequality. Gender inequality is the failure of women and men to have equal rights and participate equally in public and private spheres. The discrimination caused by gender inequality puts men in a position of superiority over women, ignoring their individual abilities. Feminist theorists have argued that it isn’t enough to look at gender relations only from a biological perspective, but also from a social perspective. According to radical feminist theory, the patriarchal structure is the reason why women are in a secondary status, and women must destroy this system in order to gain their freedom.The secondary status of women has aslso found its place in the theatre, ehich is a reflection of society. Shakespeare contributed to the examination of radical feminist theory with the characters of Gertrude and Ophelşa in the tragedy Hamlet.  

Keywords


                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics