20. yüzyılda doğan Fransız varoluşçu filozof Jean Paul Sartre (1905- 1980) ile 20. Yüzyılda ortaya çıkan Dehşet Yönetimi Kurmanı’nın ölüm bilinciyle ilgili görüşlerinin karşılaştırıldığı bu çalışmada, önce Sartre’ın ölüm bilincine ilişkin görüşlerine yer verilmiştir. Onun ölüm temasını en yoğun işlediği eserlerinden biri ‘Duvar’ adlı öyküsüdür. Sartre, kaleme aldığı bu öyküde, derdest edilen üç devrimci üzerinden ölüm kavramını ele alır. Sartre’a göre, dünyaya gelmek gibi ölmek de saçmadır. Sartre, Heideeger’ın ölümün yaşama anlam kattığı anlayşına itiraz eder. Ona göre ölüm, varlık yapımıza aykırı olmakla birlikte anlamsızdır ve kaygıya neden olur. Ayrıca ölüm, zorunlu olarak yüzleştiğimiz bir olgu olduğundan ondan kaçınmamız da mümkün değildir. Çalışmada daha sonra Dehşet Yönetimi Kuramı açısından ölüm bilincine ilişkin görüşlere yer verilmiştir. Dehşet Yönetimi Kuramı açısından ise ölüm, psikolojik tehdit yaratan ve bununla birlilkte bastırılması ve savunulması gereken bir olgudur. Çalışmanın sonunda ölüm olgusunu işleyen her iki teorinin, birbirine bir çok açıdan benzediği görülse de iki teori arasındaki en belirgin farkın anlam arayışı bağlamında ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Sartre’a göre, ölüm anlamsız olmakla birlikte yaşama dışarıdan dâhi anlam kazandıramayacak kadar saçmadır. Dehşet Yönetimi Kuramı açısından ise ölüme, kültürel değerler aracılığıyla anlam kazandırılabilir.
This study compares the views on death awareness presented by Jean-Paul Sartre (1905–1980), a 20th-century French existentialist philosopher, with those of Terror Management Theory (TMT), which also emerged in the 20th century. The paper first outlines Sartre’s perspective on death, focusing on The Wall, one of his works in which the theme of death is most prominently explored. In this short story, Sartre examines the concept of death through the experiences of three condemned revolutionaries. According to Sartre, just as being born is absurd, so is dying. He rejects Heidegger’s view that death gives life meaning. For Sartre, death is not only meaningless but also contrary to our very structure of existence, and it inevitably gives rise to anxiety. Moreover, since death is an unavoidable reality, it cannot be escaped.The study then explores death awareness through the lens of Terror Management Theory, which regards death as a psychologically threatening phenomenon that must be repressed and defended against. While both Sartre’s existential philosophy and TMT share similarities in their engagement with the human confrontation with death, their key distinction lies in their approach to the search for meaning. According to Sartre, death is so absurd that it cannot even provide external meaning to life. In contrast, TMT holds that death can be made meaningful through adherence to cultural worldviews and values.