Bu makale, Derrida’nın konukseverliği çözül(e)mez aporetik bir yapı olarak kavrayışını, Braidotti’nin zoë temelli olumlayıcı etiğiyle diyaloğa sokarak konukseverliği sabit bir ilke değil, revizyona açık bir usul olarak yeniden tanımlamaktadır. İlk bölüm, koşulsuz/koşullu konukseverlik gerilimini adalet/hukuk ayrımı üzerinden yeniden kurmaktadır. Her adil karar, kuralları dikkate alırken hesaplanamaz olana maruz kalmaktadır. Nu nedenle konukseverlik, eşiğe yerleşen tekil bir karar sorumluluğu olarak ortaya çıkmaktadır. Hostipitality, sığınma kentleri, otoimmün ve gelen gibi kavramlar aracılığıyla açıklığın hem gücünü hem de kapanma riskini görünür kılan yaklaşım, misafir figürünü insanın ötesine taşımaktadır. İkinci bölüm, bu açıklığı pratikle buluşturan bir çerçeve önermektedir. Braidotti’nin zoë temelli eşitlikçiliği, ölçütleri katı kurallar değil, bağlama duyarlı ayar noktaları olarak ele almaktadır. Makale, konukseverlik tasarımına dört aşamalı bir çevrim önermektedir: (1) yürürlükteki kriterlerin kamusalca görünür kılınması, (2) etkilerin sistematik izlenmesi, (3) gerekçeli revizyon, (4) yeniden beyan. Bu çevrim, türler arası kırılganlık ve kapasite hatlarına duyarlı bir dağıtım mantığıyla birleşerek hem antropomerkezci ayrıcalıkları askıya almakta hem de hesap verebilirliği kurumsal kılmaktadır. Sonuçta önerilen kalibrasyon perspektifi ne kararsızlıkta kilit vurulmaya ne de usulcülükte katılaşmaya teslim olmakta, tekil karşılaşmalar karşısında revize edilebilir, kanıta dayalı ve kamusal olarak gerekçelendirilebilen bir konukseverlik pratiği inşa etmektedir. Böylece adaletin hesaplanamaz ivediliği korunurken, karar vericilere eyleme geçmek, nedenlerini açıklamak ve gerektiğinde değiştirmek için disiplinli araçlar sunulmaktadır.
This article stages a dialogue between Derrida’s conception of hospitality as an aporetic structure and Braidotti’s affirmative, zoë-based ethics, reframing hospitality not as a fixed norm but as a revisable procedure. The first part reconstructs the unconditional/conditional tension through the justice/law distinction: every just decision is exposed to what exceeds calculable rules, which situates hospitality at the threshold of singular judgment. Concepts such as hostipitality, cities of refuge, auto-immunity, and the arrivant elucidate how openness is both empowering and prone to closure, while extending the figure of the guest beyond the human. The second part translates this openness into practice via Braidotti’s zoë-based egalitarianism, treating criteria not as immutable rules but as context-sensitive tuning points (thresholds). The article proposes a four-step design cycle for hospitality: (1) public disclosure of operative criteria; (2) systematic monitoring of effects; (3) reason-giving revision; and (4) restatement. Coupled with a distributional logic attentive to cross-species vulnerability and capacities, this cycle suspends anthropocentric privilege while institutionalizing accountability. The resulting calibration perspective resists both paralysis in undecidability and procedural dogmatism: it builds a revisable, evidence-driven, and publicly justifiable practice of hospitality that is tested in singular encounters. In so doing, it preserves the incalculable urgency of justice yet equips decision-makers with disciplined tools to act, to explain their reasons, and to revise when warranted. The contribution is both conceptual—bridging aporia and affirmation—and methodological—offering a replicable, feedback-rich framework for designing and evaluating hospitable institutions across human and more-than-human relations.