Author :
Abstract
Büyük Buhran (1929 Ekonomik Krizi) ve İkinci Dünya Savaşı’nın (1939-1945) beraberinde getirdiği şartlar, Amerikan toplumunu on beş yıldan daha uzun süre devam eden olağanüstü bir dönemden geçmeye zorlamıştır. Frank Capra’nın (1897-1991) yönetmenliğini yaptığı It’s a Wonderful Life (Şahane Hayat) (1946), bu dönemin sıkıntılarını geride bırakıp geleceğe umutla bakmak isteyen Amerikan toplumunun beklentilerini karşılamayı hedefleyen bir yapımdır. Bu filmde, tüm olumsuzluklara rağmen yaşamın bir armağan olduğu, henüz literatüre girmemiş İkinci Dalga Pozitif Psikoloji’nin ilkelerinden yararlanılarak hikâyeleştirilmiştir. İkinci Dalga Pozitif Psikoloji, Birinci Dalga Pozitif Psikoloji’den farklı olarak yaşamı karanlık yanıyla ele alır. Nitel bir perspektifle gerçekleştirilen bu çalışmada, Amerikan toplumunun ortak hafızasında yer eden It’s a Wonderful Life, amaçlı örnekleme kapsamında doküman olarak seçilmiştir. Çalışmanın amacı; filmin başkarakteri George Bailey’nin kişiliğini, İkinci Dalga Pozitif Psikoloji’nin kavramları ekseninde analiz etmektir. Küçük bir kasabada kapitalist sistemin karanlık yüzü ile mücadele etme ve onu dönüştürme cesareti gösteren George Bailey’nin karakter özellikleri, yaşamın karanlık yanını kucaklamayı vaaz eden İkinci Dalga Pozitif Psikoloji’nin değerleriyle örtüşür. Zor zamanlarda ayakta kalmak için bir ilham kaynağı olarak tasarlanmış bu film, yıllar içinde kitlelerin sisteme olan inancını tazeleyen bir tür terapi seansına dönüşür. Sistemin çıkmazlarının ancak toplumun ahlaklı ve vicdanlı bireyleri sayesinde aşılabileceğini savunur. It’s a Wonderful Life, sinemayla psikoloji arasındaki etkileşimin çarpıcı bir örneğidir.
Keywords
Abstract
The conditions brought about by the Great Depression (1929 Economic Crisis) and World War II (1939-1945) forced the American society to go through an extraordinary period that lasted more than fifteen years. It’s a Wonderful Life (1946), directed by Frank Capra (1897-1991), is a production that aims to meet the expectations of the American society who wants to leave the troubles of this period behind and looks to the future with hope. In this film, the story is told by using the principles of the Second Wave Positive Psychology, which had not been included in the literature yet, and in which life is a gift despite all the negativities. Unlike the First Wave Positive Psychology, the Second Wave Positive Psychology addresses life on its dark side. In this study, conducted with a qualitative perspective, It’s a Wonderful Life was selected as a document within the scope of purposeful sampling. This study aims to analyze the personality of the film’s protagonist, George Bailey, in terms of the concepts of the Second Wave Positive Psychology. The character traits of George Bailey, who shows the courage to fight and transform the dark side of the capitalist system in a small town, coincide with the values of the Second Wave Positive Psychology, which preaches embracing the dark side of life. This film turns into a kind of therapy session that renews the masses’ faith in the system over the years. The film argues that only moral and conscientious individuals of society can overcome the deadlocks of the system. It’s a Wonderful Life is a remarkable example of the interaction between cinema and psychology.
