Rus biçimci edebiyat kuramcısı Victor Shklovsky, sanatın bizi nesnelerle etkileşime girmeye zorladığını öne sürer. Bu iddia tanıdık gelse de Shklovsky, sanatın rolünün, nesnelerin özünü var oldukları haliyle anlamamızı sağlamak olduğunu savunur. Shklovsky, sanatın okuyucuları sıradanlığın farkındalığından uzaklaştırması gerektiğini öne sürer. Sanatın amacının, görsel algı yoluyla bir nesneyi anlamamıza rehberlik etmek olduğunu iddia eder. Sanatın gözlemciyi nesnelerden ayırma ihtiyacının ardındaki mantık, farkındalığı derinleştirmek ve onları anlamlı kılmaktır. Sanatsal araç, nesneleri yabancılaştırıp biçimlerini karmaşıklaştırarak algıyı zahmetli bir sürece dönüştürür. Shklovsky, sanatın bileşenlerini yaratma ve birleştirme mekanizmalarını vurgulaması gerektiğini belirtir. Sanatın, yaratıcı süreci deneyimlemek için bir araç olarak hizmet ettiğini belirtir. Burada belirgin olan, deneysel sanatların ve edebiyatın öz yansıtıcı niteliğidir. Shklovsky, yabancılaşma ve yabancılaşma kavramlarıyla ilgili olarak deneysel sanatsal ve edebi eserlerin özelliklerini vurgular. Bu makale, Şklovski'nin yabancılaştırma fikrinin aslında şiirin yabancılaştırıcı doğası hakkındaki klasik ve Romantik tartışmaların yeniden işlenmesi olduğunu savunmaktadır.
The Russian formalist literary theorist Victor Shklovsky posits that art compels us to engage with objects. While this assertion seems familiar, Shklovsky contends that the role of art is to enable us to understand the essence of things as they exist. Shklovsky proposes that art should distance readers from the awareness of the ordinary. He asserts that the aim of art is to guide us toward an understanding of an object through visual perception. The rationale behind art's need to separate the observer from objects is to deepen awareness and make them significant. By alienating objects and complicating their forms, the artistic device renders perception a laborious process. Shklovsky reveals that art should emphasize the mechanisms involved in creating and assembling its components. He notes that art serves as a medium for experiencing the creative process. What is evident here is the self-reflective quality of experimental arts and literature. Shklovsky highlights the characteristics of unconventional artistic and literary works concerning the concepts of alienation and estrangement. This paper argues that Shklovsky’s idea of defamiliarisation is actually a reworking of the classical and Romantic discussions about the distancing nature of poetry.